Cemil Baysal
BASEL- 23 Ekim 2016 tarihinde gerçekleşecek Kanton Milletvekili (Grossrat) seçimlerinde bu yıl ilk defa 3 muhafazakar aday yarışacak. 100 kişilik parlamento'da önümüzdeki dört yıl boyunca bir koltuk kazabilmek için seçimlerde çok sayıda Türkiye kökenli aday adaylığını açıkladı. 191 bin nüfuslu Basel'in yüzde 35,2'si göçmen. Basel'de 15-20 bin arası çifte vatandaş statüsünde oy kullanabilen Türkiye kökenli'nin ikamet ettiği, 7-8 bin civarında Müslüman oyunun olduğu tahmin ediliyor.  Basel Hükümetinde çoğunluğu elinde bulunduran ve Basel'deki en güçlü siyasi parti konumundaki SP'den 100 kişilik Kanton Parlamentosu'na girmeyi hedefleyen tam 12 Türkiye kökenli aday bulunuyor. Geçtiğimiz yıllarda da çok sayıda Türkiye kökenli adayın seçildiği Parlamento'ya, 23 Ekim'deki seçimlerde 3 muhafazakar aday yarışıyor.
SP Partisi'nden Selim Karatekin ve Ömer Faruk Doğrusöz, FDP Partisi'nden Yusuf Akpınar bu yıl ilk defa muhafazakar adaylar olarak Grossrat vekilliği için yarışacaklar. Halen mesleğine devam eden 19 yaşındaki Yusuf Akpınar'ın adaylar içinde en genç aday olabileceği konuşuluyor. Türkiye kökenli adaylar arasında, ilk defa 2004 yılında Grossrat seçilen ve bu yıl 4. kez tekrar aday olan Mustafa Atıcı da bulunuyor.
Basel'de ilk defa muhafazakar kesimden 3 adayın çıkacak olması, Basel'de yaşayan cami cemaati ve derneklerini sevindirdi. Muhafazakar kesimden bazı vatandaşlar daha önceki seçilen Türkiye kökenli vekillerin göçmen sorunları ve Kaserne camisiyle ilgili çalışmalar yaptıklarını ifade ederek, bu yıl Selim Karatekin, Ömer Faruk Doğrusöz ve Yusuf Akpınar isimli  muhafazakar adayların yarışacak olmasına sevindiklerini belirttiler. Bölgede yaşayan muhafazakar kesimden vatandaşların çoğu alttaki temel konularla ilgili çözümler beklediğini ifade ettiler, bunlar;

-İslam dininin resmi din olarak tanınması
-İş ve okul hayatında şans eşitliği
- Bewerbung ve iş başvurularında Müslüman oldukları için başörtüsü ve dininden dolayı ayrımcılık
-Okullarda kanaat notunun kaldırılması
-Kobilerde (KMU) vergilerin düşürülmesi
-Kanton'da doğan yabancı çocukların otomatik vatandaş olma hakları
-Yabancı göçmen çocuklarına ve Türkiye'den yeni gelenlere ücretsiz Almanca kursları

Basel'de ikamet eden bazı muhafazakar bayanlar adaylardan beklentilerini şöyle sıraladılar:

Fatma Öztürk Çavuşoğlu / Hukukçu

Basel'de yaşayan müslümanlar olarak muhafazakar adayların Kanton Meclisi'ne girmesi halinde, yıllardır ihmal edilmiş olan müslümanların sesi olmalarını bekliyor ve umuyoruz. Nüfusunun %10u müslüman olan bu Kanton'da, İslam dininin resmi din olarak tanınmasi ve eğitim ile iş alanlarındaki haksızlıkların üstüne gidilmesi hususunda adımlar atmalarını bekliyoruz.
 

Selvi Yaz, 27 yaşında - Perakende Satıcı:
Eğitim bir çok yabancı kökenliye farklı, ama Müslüman olan vatandaşlarımıza daha farklı sunuluyor. Bizim çocuklarımız burada doğup büyümelerine rağmen bir yerlere gelemiyorlarsa bunun sebebi tesadüf değildir.
Dinini dilediğince yaşamak isteyen Müslüman kökenli öğrencilerimizin din özgürlüğü elinden alınıyor. Misal zorunlu yüzme dersi ve İncil dersi gibi. Parlamento'dan dileğimiz, din özgürlüğünün sözde kalmayarak yaşama geçirmelerini diliyoruz.
 

Rümeysa Gülcemal, 24 yaşında - Pharma Quality Control/ İlaç Denetimci
Baselde'ki Mmüslüman karşıtları tarafından Müslüman bayanların, bayanlara özel havuzlara gitmemesi için engeller konuldu. Bu engellerin kaldırılması sırf kapalı bayanlar için değil, Müslüman karşıtlarına karşı bir cevap olması için kaldırılmasinı talep ediyoruz. Bilindiği üzere isviçre'de yaşayan Türk kökenli vatandaşlarımızın en önemli sorunlarından olan eğitim ve önyargıdır. Bunların ortadan kaldırılması Türk kökenli Politikacılarımıza düşmektedir. Malesef Parlamento'da bulunan Politikacılarımız şu durumda haklarımızı savunamıyor, o yüzden Politikaya atılan bizden olan, bizim gibi düşünen Politikacı adaylara ihtiyacımız var. Bunun üzerine gidilmesi hakların eşit olmasını talep ediyoruz.

Ayla Şahin/Basel 
Müslüman kimliğinin Avrupa'nın geleceğinde de var olabilmesi, toplumsal yaşamda sadece bir etiket veya kültürel kimlik olmaktan öte bir anlam ifade etmesi, İslam'ın Avrupa'da  yaşanılan bir din olarak da yer alması, Müslümanlara karşı olan önyargıların kırılması, başörtülü kızlarımızım meslek ve eğitimde dışlanmadan bulunabilmeleri, kısacası her anlamda bizlerin sesi olabilmeleri için Parlamento'ya girmeleri konusunda kendilerini destekliyoruz.