Avrupa'daki girişimcilerimiz
Köşe Yazısı: Gürsel Demirok "Pek çok insan fırsatları değerlendiremez, zira sadece riskleri görürler. Girişimciler ise, riskleri umursamazlar, zira onlar sadece fırsatları görürler." şeklinde bir söz vardır. Geçenlerde Milliyet'te, Türkiye Avrupa Eğitim ve Bilimsel Araştırma Vakfı'nın (TAVAK), "Avrupa Birliği ve Almanya'daki Türk Girişimcilerin Ekonomik Gücü ve Türkiye İçin Önemi" konulu kapsamlı araştırması ile ilgili yazı dizisini okuyunca bu söz aklıma geldi. Gazete bu yazı dizisini "İşçi Gittiler Patron Oldular" ve "2025'te 200 bin Türk Patron AB'de 1 Milyon İşçi Çalıştıracak" başlıkları ile vermiş. Yarım asır önce Anadolu'nun en uzak köşelerinden umuda yolculuğa çıkan insanlarımız, bugün artık, başta Almanya olmak üzere, içinde yaşadıkları Avrupa ülkelerine salt işgücü alanında katkıda bulunan kişiler değiller. Avrupa'daki insanlarımız, serbest girişimciler ağırlıklı olmak üzere, artık çeşitli mesleklerde geniş bir yelpazeyi içermekte. Binlerce Türk mühendis, mimar, doktor, akademisyen, üst düzey yönetici, bankacı, hukukçu, sanatçı vs. başarılı hizmetlerde bulunmakta. Avrupa ülkeleri parlamentolarında, Türkiye kökenli milletvekillerinin, Avrupa üniversitelerinde Türkiye kökenli öğrencilerin sayısı giderek artmakta. Yaşadıkları ülkelerin ayrılmaz parçası olan insanlarımız bugün göz ardı edilemeyecek bir güç konumunda. TAVAK'ın çalışması bu konuda dikkat çekici yeni veriler sunmakta. TAVAK'ın araştırmasına göre, Almanya'daki girişimcilerimizin sayısı, 2012 sonunda 80 bin sınırını aştı.Yıllık ciroları 38 milyar Euro'yu buluyor. Çalıştırdıkları kişi sayısı 380 bine ulaştı. Yatırım toplamı 10.3 milyar Euro'yu geçti. Avrupa Birliği sınırları içinde 140 bine yakın girişimcimiz mevcut. Girişimcilik eğilimi kırılmaya uğramaksızın devam ediyor. Gençler ve kadınlar girişimcilikte somut adımlar atıyorlar. AB ülkelerindeki girişimcilerimizin % 25'ini kadınlar oluşturuyor. 40 yaşın altındaki girişimcilerin oranı % 60'a ulaşmış durumda.Genç nesiller daha bilinçli, daha araştırarak yatırımlarını yapıyorlar. 2000'li yıllarda Türk girişimcilerin hizmet verdiği sektör sayısı 130'u geçti. Dedektiflik bürosundan yeni teknoloji üreten kuruluşlara, kanser araştırma merkezlerinden gen araştırma enstitülerine kadar birçok branşta Türk kuruluşları faaliyet gösteriyor. AB' deki girişimcilerimizin % 68'i Almanya'da yaşıyor. Bunun ardından Fransa, Avusturya, Hollanda geliyor. Araştırmada İsviçre'deki insanlarımızın adı geçmese de, orada da tablonun farklı olmadığını düşünüyorum. Önümüzdeki yıllarda niteliksel yükseliş, sayısal yükselişin önüne geçecek. Almanya'daki 130 bin Türk işletmesinde çalışan sayısı 2020'de 750 bini bulacak. Avrupa'daki girişimcilerimizin yarattığı istihdam ise 1 milyona ulaşacak. Almanya'da girişimcilerimizin yatırım hacmi 2020'de 18 milyar Euro'ya, ciroları 70 milyar Euro'ya yükselecek. AB genelinde ise toplam ciro 90 milyar Euro ve yatırım hacmi 25 milyar Euro seviyesine erişecek. AB içinde bugün 5.2 milyon olan Türkiye kökenlilerin nüfusu, 2025'te 6,5 milyona dayanacak. Bu rakamlardan da görüleceği üzere, insanlarımızın, içinde yaşadıkları ülkelerin ekonomilerine katkıları giderek artıyor, konumları giderek güçleniyor. Öte yandan, Avrupa'daki girişimcilerimize dair gelecek beklentilerinde bazı riskler de var. Yakın gelecekte girişimcilerimiz için kendilerine uygun halef bulma sorunu ortaya çıkması söz konusu. Konseptsiz ve geniş kapsamlı düşünülmeden girişilen işler, bu durumdan en yoğun biçimde etkilenme riskini taşıyor. Madalyonun tersine baktığımızda da, insanlarımız arasında işsizlik ve yoksulluğun tırmandığını, toplumsal nitelikte sorunların arttığını görüyoruz. Mainz'daki görevim sırasında tanıdığım ve benzer araştırmalarına tanık olduğum TAVAK Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Faruk Şen, "Euro Türkler öyküsünün olumlu yönlerini ortaya çıkarmak ve gerek Türkiye'deki gerek Avrupa'daki insanlara moral vermek de araştırma kurumlarının görevi olmalıdır" diyor . Öncelikle, Prof. Şen ve ekibini kutlamak gerek. Böyle önemli çalışmayı gerçekleştirdikleri için. Avrupa'daki insanlarımıza moral vermek, başarılarıyla gurur duymak, sorunları üzerinde eğilmek ve yalnız olmadıklarını göstermek hepimizin görevi olmalı. Özellikle kadınlarımızın, gençlerimizin her türlü takdirin üstündeki başarıları göz ardı edilmemeli. Eurotürklere ilişkin olumlu gelişmeler Avrupa kamuoyunun geniş bir kesimince yeterince algılanmıyor, fark edilmiyor. Türkiye'nin iç gündemine odaklanmış kamuoyumuzun dikkatleri ise genelde, ırkçılık, yabancı düşmanlığı kokan bir saldırı olduğunda, İslamofobi ve Türkofobi gibi konular gündeme geldiğinde insanlarımıza çevriliyor. Oysa, Eurotürklerin güçlenen konumlarını, Avrupa'daki girişimcilerimizin başarılarını, içinde yaşadıkları ülkelerin ekonomilerine katkılarını, Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasında üstlendikleri köprü görevini vs. dikkate getirmede bizlere de önemli görevler düşüyor.
Bu haber toplam 2954 defa okunmuştur
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.