Türk-İslam Kültür ve Medeniyet Merkezi istiyoruz

Coğrafik olarak Avrupa’nın merkezinde bulunan İsviçre, birçok Avrupa kültürünü bünyesinde barındırıyor. Dolayısıyla İsviçre, çok kültürlü, çok dilli ve çok dinli bir ülke. Ancak, maalesef, bu ülke Müslümanların hafızasına minareyi yasaklayan bir ülke olarak kazındı. İşin doğrusuna bakacak olursak  Avrupa’daki Müslümanların en rahat yaşadıkları ülkelerin ilk sırasında gelmesine rağmen böyle bilinmesi ülkeyi yeterince tanımamaktan kaynaklanıyor. Ülkede İslam ve yabancı karşıtı olanlar daha aktif oldukları ve kendi kampanyalarında yürüttükleri argümanları referanduma getirerek başarılı oluyorlar. Oysa kahir ekseriyet öyle olmadığı, referanduma duyarsız kaldıkları için meydanı bir avuç ırkçıya bıraktıklarından dolayı İsviçre böyle bilinir oldu.

İsviçreli fanatikler, yürüttükleri kampanya karsısında biz ne yapıyoruz, sorusuna cevap bulduğumuz anda İsviçre’yi daha rahat anlarız.  Yarım asırdır İsviçre’ye ne kazandırdık? Türk kökenli futbolcular yetiştirince takımların ilk on birinde yer alıyor hatta milli takımın vazgeçilmezi oluyor. Peki ya sanatçı yetiştirdik de dışlandı mı? Edebiyatçımız yazdı da eseri mi yasaklandı? Doktor yetiştirdik de iş mi vermediler? Seçme hakkımız olduğu halde sandığa giderek oy kullanarak bu reylerimizle kendimizi hissettirdik de bizi mi görmüyorlar? Hepsine “hayır” demek ahlaki bir yaklaşım olur.

Demek ki biz yarım asırdır bir şeyler yapmadık. İslam denince IŞİD, El Kaide veya aşırı Şiiler gelmemeli. İslam denince asırlarca bir çok farklı milleti, dili, dini ve kültürü barış içerisinde birlikte yasatan Türkler, yani Osmanlı medeniyeti gelmelidir.  Hani diyelim yarım asırlık İsviçre geçmişimizi hazırlık ve yerleşme yılları olarak kabul edelim. Fakat bundan sonra ürün verme, eser ortaya koyma zamanıdır.

Başı karlı, etekleri zümrüt yeşili vadilerinde köpük, köpük akan nehirleri ve turkuaz gölleri ile dünyanın en güzel bu coğrafyasına uyumlu bir şekilde Türk-İslam medeniyetini yansıtan bir eser bırakmalıyız. Amerika’da hayata geçirilen Müslümanlar Merkezi gibi bir merkezin İsviçre’de de olmasını arzuluyoruz. Hatta yeni hedefimiz bu istikamette olmalı.  Öyle bir çalışma olmalı ki minare yasağını körükleyenleri de yanımıza alarak bu eseri hayata geçirmeliyiz.

Bu külliye hem Türk’e hem de İslam’a yakışır bir eser olmalıdır. Amerika’dakinin İsviçre versiyonunu yapabiliriz. Alplerin o güzel coğrafyası, minare ve hilalle kucaklaşmalıdır.  Buna bizim gücümüz yeter. İslami motifleri yasaklayarak radikallere zemin hazırlayan zihniyet, böyle bir eser karşısında marjinalleşeceği gibi İslam adına insanlık dışı eylemler yapanların da İslam’la bir alakaları olmadığı ortaya çıkacaktır.

Belki Balkan Müslümanlar sayı bakımından bizden fazladır, fakat biz onların ağabeyleri olarak bu ve bu gibi hizmetleri bizim yapmamız gerekir. Bu hizmete Diyanet öncülük yapmalı ve diğer bütün Türk İslam kuruluşları hep birlikte destek vererek ellerini taşın altına koymalıdırlar.

Bu bir prestij eseri olmalı. Bu gelecek nesillerimizin gurur duyacağı bir medeniyet merkezi olmalı. İslamiyet’i merak edenlerin ilk müracaat merkezi olmalıdır. Bir asırdır ara verdiğimiz bu gibi eserlere başlama vaktidir.  Bu eseri İsviçreli dostlarımızla birlikte yapmalıyız. Onların da ülkelerine böyle bir eserin kazandırılması için kendi kamuoylarını hazırlamaları gerekiyor. Biz yazdık bir başkası bir yerlere ulaştırsın. Bir gün temelini atar, İsviçre’ye yakışır bir eseri kazandırırız.

Bu yazı toplam 3985 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömür Çelik Arşivi