TL döviz krizi Avrupa'yı etkiliyor

Ülkemizdeki döviz krizi, bir yıl öncesine göre neredeyse yüzde 50 değer kazanmasından dolayı Avrupa'da yaşayanlar açısından avantajlı gibi görünse de, ülkemizin geleceği için durum öyle iç açıcı değil.
Her ne kadar ellerindeki dövizle Türkiye'de bir yıl öncesine göre, yüzde 50 daha ucuz emlak, mülk, daire yazlık satın alabiliyor, ucuz alışveriş ve tatil yapabiliyor olsalar bile, bu gelişmelere Avrupa'da yaşayan hiç bir vatandaşımızın sevineceği sanmıyorum.
Türk lirasındaki değer kaybı ülke dışında da bir ihtiyat doğuruyor. Bununla birlikte pek çok ekonomist bu durumun, avro bölgesi için endişelenecek ciddi bir sonuç doğurmayacağına inanıyor.
Türk lirasının aylardır devam eden düşüşü, oldukça dramatik hal aldı. Nitekim ülkenin para birimi bu gece İsviçre Frangı karşısında yüzde 6,5 oranında değer kaybetti Değer kaybı geçen haftayla karşılaştırıldığında neredeyse yüzde 15, geçen yıl ile karşılaştırıldığında ise yaklaşık yüzde 49 oranında. Yazıyı yazdığım anlarda, 1 dolar almak için 6,2 liraya;1 frank almak için 6,23 liraya ihtiyaç vardı. Rakamlar hiç bu kadar yükselmemişti.

Döviz krizi, döviz kurunun TL'ye karşı başdöndürücü hızla yükselişi normal ekonomi gelişmelerle anlatılabilecek bir durum değil.
Ne yazık ki, dövizin TL'ye karşı bu yükselişinin düşüşü yükselişteki hızda olmayacak. Dünyada hiç bir ekonomi güç, doları avroyu sihirli bir müdaheleyle bulunduğu yerden tekrar 4-5 bandına düşüremez.

Türkiye, Avrupa açısından önemsiz değil. Avrupa Birliği'nin geçen yıl Türkiye'ye olan ihracatı 63 milyar avro olarak açıklandı. Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılası Avrupa'nın yüzde 6,5'ine tekabül ediyor. Bu Yunanistan'ın yaklaşık 4 katı büyüklüğünde bir rakama tekabül ediyor. Bankalara en çok borcu olan ülkeler Türkiye, İspanya, Fransa ve İtalya'daki toplam borç; Berenberg Bankası hesaplarına göre 135 milyar avro. Bu da İspanya, Fransa ve İtalya'daki bankaların öz sermayelerinin yüzde 12'sine tekabül ediyor.

İsviçre medyasıda gelişmeleri anbean okuyucularına aktarıyor.
Her şeyden önce Türk lirasındaki hızlı değer kaybı ve bazı Avrupa bankalarının bu konuda zorluk yaşayabilecekleri endişesi hakim.
Türkiye piyasasında kendisi küçülen CS, yatırımcılara Türkiye'ye yatırım yapma tavsiyesinde bulundu. Ekim 2017'de, CS analistlerine atıfta bulunan bir Alman medyası, yatırımcıların tasarruflarını Boğaz'da yatırım yapmaya yöneltmeleri gerektiğini yazdı. Kendisi için, Türkiye'nin gidişatına göre risklerin hızlı bir şekilde azaltılması yararlı olmuşa benziyor. Ancak müşteriler için değil. İsviçre'nin büyük bankasının tavsiyelerini takip edenler son aylarda ağır kayıplar yaşamış olabilir. Ocak 2018'den beri Türk parası, değerinin yüzde 40'ını kaybetti.
Aynısı UBS için de geçerli. En büyük İsviçre bankası 500 milyon franklık açık Türkiye kredisine sahip. İki büyük İsviçre bankasının İtalyan kredileri, Türkiye'nin kredilerinden çok daha fazlaydı. Bununla birlikte, iki İsviçreli şirketin hissesi, Türk krizine güçlü tepki gösteriyor.
Bu gelişmeleri büyük tabloya bakarak okumaya çalışırsak anlarız. ABD neden 2 yıldır tutuklu Brunson'u hiç diline dolamazken, birden Brunson kendisi için kıymetli oluverdi?
Mesele Erdoğan'ın ülkeyi yönetemesi değil, ABD'nin Türkiye'yi ABD'yi yönetememesi. Eskiden Beyaz Saray'dan faksla gönderilen talimatların, ertesi gün yürürlüğe girmesi şimdi artık olmuyor. İşin özü aslında basit. Türkiye son yıllarda ABD'nin
Ortadoğu planlarına sürekli çomak sokuyor. Bununla kalmayıp Rusya ve Çin'e yaklaşıyor. Brunson'u bahane eden Trump, kendince bunu cezalandırmaya kalktı. Bu işten kim kazançlı zararlı çıkar göreceğiz. Ancak, sıranın Avrupa ülkelerine de gelebileceğini bilen AB ülkeleri, ABD-Türkiye krizinde Türkiye'yi destekleyen demeçler vermeye devam ediyor. Bunun en son Almanya ve İtalya kanadından gelen açıklamalarda gördük.

Yıllık izinlerinden geri dönen tüm vatandaşlarımıza, sağlıklı huzurlu bir bayram diliyorum.

Bu yazı toplam 36 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Cemil Baysal Arşivi