Bahtiyar Okumuş

Bahtiyar Okumuş

Gurbetçi Olmak / "Türkiye'de Almancı, Almanya'da yabancı"

"Gurbet" sözlük anlamıyla, doğup yaşanılan yerden uzak olmak anlamına geliyor ve tam olarak göçmenleri tarif ediyor. Bu kelime aynı zamanda göçmenlerin bir gün mutlaka "vatan"a geri dönme umudunuda içinde barındırıyor.

Eskiden1. Ve 2. Nesil ile bir kısım 3. nesil Gurbetçiler, birikimlerini „dönmek“ üzere yapardı. Gurbetçinin yatırımıda bulunduğu ülkeye değil, anavatanı Türkiye’ye yapardı.

1980'lerin ortasından itibaren, artık geri dönüşün öyle pek de mümkün olmadığı ortaya çıktı. Çocuklar doğmuş, evlenmişler; torunlar doğmuş, okula başlamış kısaca bulunduğu ülkede artık bir hayat kurulmuştu. Geri dönecek bir yer ama belki de bir neden yok oldu.

1,2 ve 3 nesil Gurbetçiler için "Gurbet" kelimesi tamda onları tanımlıyor. Ancak yani Gurbet‘te doğanları kesinlikle tanımlamıyor: Bu nesillerin çocukları‘nın "Gurbet" leri ise yok. Avrupa'daki üçüncü ve dördüncü nesil, kendilerini birinci neslin çocukları gibi "arada" kalmış hissetmiyor.

Türkiye’ye kesin dönüş yapan birçok Gurbetçimizin, Türkiye'de genel olarak „Almancı“ oldukları, uyum sağlayamadıkları, yeni bir iş kuramadıkları, asla başkasının emri altında çalışamadıkları, Türkiye’de „Gurbet‘teki “kadar rahat olmamadıkları bilinen bir gerçek.

Almanya'da kurulan hip-hop grubu Cartel’i hatırlıyormusunuz? 1995 yılında Cartel'in "Yetmedi mi?"şarkısının sözlerinde „Türkiye'de Almancı, Almanya'da yabancı" diye tanımlanmasına "isyan" ediyordu. 20 yıl önce Gurbetçilerin durumunu özetleyen Cartel Grubuna bir kez daha Teşekkür edelim.

GURBETÇİ’NİN DÖNÜŞ ÖZLEMİNİ „YOK“ EDEN BAŞLICA SEBEB „SAĞLIK“

Gurbetçilerin geri dönmek istememelerinin en büyük nedenlerinden biri sağlık. Gurbetçilerin bulundukları ülkelerde verilen sağlık hizmeti ile Türkiye’deki sağlık kurumlarında karşılaştıkları sağlık sorunları, onlar için ciddi bir tercih.

Birçok gurbetçi „Türkiye’deki hastaneleri hatırlayınca, sağlık sorunlarımız aklımıza geliyor, dönmekten vazgeçiyoruz“ demekten çekinmiyorlar. Ayrıca bürokratik işlemlerdeki olumsuzluklar, gurbetçinin gözünü korkuttuğu bir başka gerçek. Özellikle gurbetçi çocukları kesinlikle geri dönmek istemiyorlar. Dönmeyi bırakınız, Türkiye’yi ziyaret bile etmek istemiyorlar.

Ben şahsen 33 yıl isviçre’de yaşadıktan sonra 2,5 yıldan beri Türkiye’de yaşıyorum. Türkiye’de verilen sağlık hizmetleri, gerçekten gurbetçi gözüyle bakıldığında en büyük ve çok ciddi bir sorun. Türkiye’deki verilen sağlık hizmetlerini, isviçre’de verilen sağlık hizmetleri ile kıyaslama yapacak olsam, 10 üzerinden 1 puan vermem. Hastanelerdeki polikliniklerde günde doktor başına 100’ün üzerinde hasta düşüyor. Haliyle hiçbir doktorunda hastayla ilgilecek zamanı olmuyor. Devlet veya Üniversite hastanelerine giderseniz, zaten sağlıklı bir şekilde o binadan çıkmanız ise bir başka mucize desek yeridir. Türkiye’de yaşıyor iseniz, hastalandığınızda, „Paranız“ var ise, „Özel“ hastaneye gitmeye mecbursunuz!

Hatırlayınız, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesinde, Miletvekilleri ve Liderler başta Almanya olmak üzere çeşitli Avrupa Ülkelerinde vatandaşlarımızı ziyaret ettiler. Sizlere düşen görevin en başında bu konuda şikayet etmek yerine, bu ziyaretler esnasında bu sorunları dile getirip, çözüm sağlamalarını iletmek olmalı diye düşünüyorum. Seçim olmasada Türkiye’deki siyasi Partilerin örneğin İsviçre’de temsilcileri var. Bu kurumlar ( UETD Avrupa Türk Demokratlar Birliği, CHP İsviçre Birliği, İsviçre Türk Federasyon) üzerinden en ciddi, en büyük sorun olarak gözüken sağlık sorunu dile getirilebilir.

Bir Gurbetçi’nin durumunu belkide en iyi Mehmet Ali Onay imzalı bir şiir dile getiriyor.

"Ne belâ iş imiş gurbetçi olmak

Ne durabiliyom ne nasip dönmek

Belli bize yazgı hasretnen ölmek

Ne gelir ne çağrır yâr yok mu bana"

Gurbetçilerin hayal güçleri istedikleri kadar geniş olsun, veya kendilerini istedikleri kadar bulundukları yere ait hissetsinler. Yinede onları çeken duran, karşı koyamadıkları gerçek bir gün anavatanlarına dönmek ve cennet vatanımız Türkiye’de yaşamaktır.

Hala içimizde bir gün vatanımızda yaşama umudumuz varmı?

Konu ile alakalı yorumlarınızı bekliyorum…

Facebook: https://www.facebook.com/bahtiyar.okumus

Twiitter: https://twitter.com/BahtiyarOkumus

Bu yazı toplam 48 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bahtiyar Okumuş Arşivi