ADAM OLMAK..

Facebook 15 yıl önce yazdığımız bir yazıyı hatırlatmış..
Enteresandır, o kadar zamandan sonra değişen bir şey olmamış..
Eski hamam, eski tas misali, her şey aynıyla vâki olarak sürüp gidiyor.. Ve bugün de geçerliliğini koruyor..

Gelelim yazımıza..
İnsanoğlu gerçekten enteresan bir varlık, kıymetli okuyucularım!..
Aşırı dünyevileşme sonucunda doğruyu görmemezlikten gelebiliyor.. Bir makama, bir mevkiye, ulaşma adına, geçmişte uğruna mücadele verdiği veya verdiğini zannettiği nice manevi değerlerin yok olmasına seyirci kalabiliyor...
Ne için?.
Dünyevi menfaat için..
Üstad Cengiz Numanoğlu'nun dörtlüğünde belirttiği gibi;
"Fakirdik ve lâkin haddi bilirdik..
Secdede hamd ile vecde gelirdik..
Üç kuruş gördük, sanki delirdik..
Kıldık her güzeli çirkine tabi..
Kurtar bizi, kurtar bizi Ya Rabbi.."
Meselenin özeti bu.
Bir bakıyorsunuz ki; dünün inançlı mücâhidleri bugün hepsi birer okkalı müteahhit olup çıkmışlar..
Olsunlar elbette, amma velâkin geçmişlerini, geldikleri yerleri unutmasınlar..
İstikameti şaşırmasınlar!..
Adamlıktan ödün vermesinler!..
Garibe gurebaya tepeden bakmasınlar!..
Lâik ve çağdaş geçinen taifenin zaten böyle bir derdi yok.. Gariple gurebayla işi de yok ve sözümüz de zaten onlara değil.. Onlar basmış gaza gidiyor.. Bu dünyada radara yakalanma sorunları da yok.. Tabii ahirette ne olur, bilinmez!.. Çünkü Alem-i Berzah'ta torpil işlemez, orada terazi çok hassas tartar ve orada hesaplar seri görülür..
Neyse, biz yine devam edelim adamlık fotoğrafına..
Adam olmak başka, makam sahibi olmak başkadır..
Adam olmak zordur, ama eş, dost, ahbap, hemşehri, dayı, ihvan, vasıtasıyla bu dünyada makam sahibi olmak kolaydır..
Mevki, para, şöhret, insan için imtihandır.. Kişilerin kimisi bu imtihanı hakkıyla verir..
Ancak bunların sayıları azdır.. Çoğunluk ise maalesef maatteessüf sınıfı geçemez..
Neden geçemez?..
Alt yapısı zayıftır..
Dolayısıyla geldiği yeri sindiremez..
Şaşırır!..
Yalpa yapmaya başlar ve bir bakarsınız ki dünya nimetlerinin parıltıları arasında kaybolur gider..
Adam olmanın bir başka göstergesi de ağızdan çıkan sözdür ve verilen sözlerin yerine getirilmesidir..
Herhangi bir söz, adamlık vasfına hakkıyla erişmiş kişilerin ağzından çıkınca bir
anlam ve bir değer taşır.. Yoksa adam olmayan kişinin sözü tesirli olmaz, muhatabının kulak kepçesinde takılır kalır.. Adam olan kişiler ayni zamanda kemâl ehli insanlardır ve daima gönüllerde mâkes bulurlar, hayırla anılırlar..
Allah dostlarından ve önemli din âlimlerinden Sâdık Solâkzade, kemâle ermenin, bir başka ifadeyle adam olmanın reçetesini iki cümleyle bakın nasıl özetlemiş;
"Kelâmın fıdda(gümüş) ise sükutun olsun zehep(altın)..
Kemâl ehli kemâlatı sükut ile buldu hep.."
Evet, sükut çok önemlidir..
Boş konuşana göre, susan her zaman evlâdır..
Kişiyi görürsünüz (kadın ya da erkek), boy, pos, endam, yakışıklı mı yakışıklıdır.. Ve de elbette adam zannedersiniz..
Ancak, ekonomik, siyasi, sosyal, insani, her ne olursa olsun, ilişkiye girdiğinizde cibilliyeti anında ortaya çıkar.. Ağustos güneşini gören dondurma gibi iki dakikada eriyip gider..
Ve bu tespitler de uzar gider..
Tabi bu tespitlerimizi kimse nasihat olarak da algılamasın..
Aslında haddimiz de değil ve nasihat dinleyen bir toplum da değiliz.. Sıkılıveririz, çünkü..
Nasihat oldukça pahalı olmasına rağmen alıcısı pek çıkmaz ve çoğu zaman ucuza gider.. Biz bunları yine de herkesten önce kendi nefsimize söylemiş olalım...
Ve yazıyı da bu şekilde sonlandıralım ..
Allahu Teala kadınıyla erkeğiyle, hepimizi, gerçek adamlardan eylesin..

Vesselâm..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sami Özey Arşivi